Özgün Masallar

Gökkuşağına Yolculuk

Renkli bir köyde yaşayan Arin, gökyüzündeki gökkuşaklarına her zaman hayranlıkla bakardı. Köydeki herkes gökkuşağını güzel bir görüntü olarak görürken, Arin onun bir hazineye açılan kapı olduğuna inanıyordu. Bir gün, yoğun bir yağmurdan sonra gökyüzünde dev bir gökkuşağı belirdi. Bu, Arin için büyük bir maceranın başlangıcıydı.

Elindeki küçük sırt çantasıyla yola çıkan Arin, gökkuşağının başladığı yere doğru koşmaya başladı. Ancak yol kolay değildi. İlk olarak, bir nehirle karşılaştı. Nehir kenarında bekleyen yaşlı bir balıkçı, “Bu nehri geçmek istiyorsan cesaretine ihtiyacın var. Fırtınadan sonra su tehlikeli olabilir,” dedi. Arin, korkularına rağmen balıkçının verdiği küçük kayıkla nehri geçmeyi başardı.

Arin’in ikinci sınavı, gökkuşağının altındaki gizemli ormandaydı. Burada, konuşan bir kuşla tanıştı. Kuş, “Gökkuşağının sırrına ulaşmak için içindeki en saf dileği bulmalısın,” dedi. Arin, bir an durdu ve gerçekten ne istediğini düşündü. Onun en büyük dileği, köydeki herkesi mutlu edecek bir şeyler bulmaktı. Bu içten dileği, ormanda bir yol açtı ve Arin yoluna devam etti.

Sonunda, gökkuşağının zirvesine ulaştı. Burada onu bekleyen parlak bir kapı vardı. Kapı, ona “Ne için buradasın?” diye sordu. Arin, cesurca “Köyümü mutlu etmek için buradayım,” dedi. Kapı açıldığında, Arin’in önünde gökyüzünden dökülen bir şelale gibi parlak renkler belirdi. Bu renkler köyüne geri döndüğünde, yağmur sonrası güneş gibi herkesin hayatını aydınlattı.

Ana fikir: Gerçek mutluluk, başkalarına iyilik yapma arzusundan gelir. Cesaret ve içten bir dilek, bizi hem kendi hayallerimize hem de başkalarının mutluluğuna ulaştırabilir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu